Kalp Damar Hastalıkları

 

Dolaşım sistemi

Vücudumuzda bulunan tüm doku ve organların yaşayabilmeleri ve üstlendikleri görevleri yerine getirebilmeleri için enerjiye, dolayısı ile oksijen ve besin maddelerine ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç solunum yolu ile elde edilmiş oksijenin ve sindirim ile temin edilmiş besin maddelerinin dokulara ulaştırılması ile karşılanır. Metabolik faaliyetler sonrası doku ve organlarda oluşan atık ve toksik son ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması gerekir. Dokularda oluşan karbondioksitin akciğerler ile diğer organik ve inorganik atıkların ise böbrek ve karaciğer aracılığı ile atılması sağlanır. Tüm bu süreç kalp ve damarların oluşturdurduğu kan dolaşımı sistemi ile sağlanır.

Dolaşım sisteminin ayrıca dokular tarafından oluşturulan hormon ve benzeri yapıların başka alanlara taşınması ile doku ve organlar arası iletişimi sağlamak ve kanda bulunan savunma hücreleri aracılığı ile vücudu istilacı saldırganlara karşı korunmak gibi daha birçok görevi vardır.

Aterosklerotik damar hastalıkları(damar sertliği)

Dolaşım sisteminin en önemli hastalığı organ ve dokulara olan kan akımını bozan aterosklerozdur.
 
Damar duvarının iç yapısına zarar veren unsurlar varlığında "bunlara kalp damar hastalıkları risk faktörleri denilir" kanda bulunan oksitlenmiş yağlar ve iltihap hücreleri hasarlı bölgeden damar duvarının içine sızar. Zamanla damar duvarında kanın geçişini sınırlayabilen yumru şeklinde tepecikler oluşur. Bu yapılara ateroskleroz plakları denilir.
 
Bu hastalık damarlarda darlıklara ya da tıkanıklıklara neden olur.

Damar hastalıkları risk faktörleri

1-    Genetik yatkınlık:

Birinci derece aile fertlerinin herhangi birisinde erken yaşta (ortalama 60 yaş altı) kalp hastalığı, felç veya daha başka damar tıkanıklığı hikayesinin olması genetik yatkınlığı ifade eder.

2-    Çevresel ve davranışsal faktörler:

Sigara kullanımı, Aknsiyete-depresyon hali, Dengesiz beslenme ve Hareketsiz yaşam tarzı 

3-    Metabolizma hastalıkları:

Obezite (şişmanlık), Dislipidemi (LDL "kötü kolesterol" düzeyinin yüksek, HDL "iyi kolesterol" düzeyinin düşük olması), Glikoz toleransının bozulması veya Şeker hastalığı ve Hipertansiyon

4-    Diğer risk faktörleri:

İleri yaş (erkekler için 45, kadınlar için 55 yaş üstü olma durumu), erkek cinsiyet, kadınlarda menopoz sonrası dönem, pıhtılaşmaya yatkınlık oluşturan hastalıklar gibi.

 

Risk faktörleri hem damar hastalığının oluşumuna hem de ilerlemesine neden olur.

Ateroskleroz en sık kalp, beyin, böbrek ve bacak damarlarında görülür. Kalp krizi, felç, kangren gibi yaşam kalitesini bozan ve yaşam süresini kısaltan sonuçları doğurur. 

 

Aterosklerotik kalp damar hastalıkları 

- kalp damarlarında daralma -

Plaklar küçük boyutlarda iken hastalık belirtisi ortaya çıkarmazlar. Kalp damarlarında oluşan plaklar yeterli büyüklüklere ulaştıkları zaman kalbin kas dokusuna giden kan akımını bozarlar.

İstirahat sırasında kalp yavaş çalıştığından ihtiyacı olan enerji dolayısı ile ihtiyaç duyduğu kan miktarı düşüktür, bu nedenle kalp damarlarında çok ciddi darlıklar olmadığı sürece istirahatte herhangi bir rahatsızlık hissedilmez. Fakat yürüme, yemek yeme, sigara içme, heyecan ve stres gibi kalp hızını yükselten durumlarda daralmış kalp damarları kalp kasının artmış kan ihtiyacını karşılayamaz ve göğüste sıkışma, yanma veya ağırlık şeklinde hissedilebilen ağrılar ortaya çıkar. Bu ağrı boyun, çene, sol omuz, sol kol iç kısmı, sırt, karın bölgelerine ve hatta bazen sağ kola yayılabilir. Genellikle bu şikayetler dinlenmekle 3-5 dakikada geçer.

Bazı özel durumlarda kişinin efora devam etmesine rağmen başlangıçta olan ağrı geçebilir veya günün ilk eforunda ağrı ortaya çıkıp sonrakilerde görülmeyebilir.

Bazı hastalar rahatsızlığı ağrı olarak değil nefes darlığı, halsizlik, erken yorulma, baş dönmesi, hazımsızlık, bulantı, aşırı terleme veya çarpıntı gibi durumların bir veya birkaçı şeklinde hissedebilirler.

İleri yaşlarda, şeker hastalarında, ameliyat sonrası dönemdeki veya ağrı eşiği yüksek kişilerde bu bulgular silik olabilir veya hiç görülmeyebilir. Bu durum hastalığın sessiz halidir.

 

Aterosklerotik kalp damar hastalıkları

- kalp damarlarında tıkanma (kalp krizi) -

Plak kapsülünün çatlaması veya yırtılması bölgesel pıhtı oluşumuna neden olur. Plakla birlikte oluşan pıhtının damarı tıkaması ile kalbin kas dokusuna giden kan akımı tamamen kesilir, sonuçta kalp kaslarının ölümü süreci yani kalp krizi ortaya çıkar.

Göğüs ağrısının istirahatte veya hafif efor, stres gibi durumlarda ortaya çıkması, son 48 saatte ağrı sıklığının ve şiddetinin  artması, ağrı süresinin 20 dakikayı geçmesi veya ağrının kesilmemesi, ağrı ile birlikte ciddi nefes darlığı, soğuk terleme, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü, bilinç kaybı durumlarının bir ya da birkaçının ortaya çıkması gelişmekte olan veya halihazırda devam eden kalp krizi ile ilişkili olabilir ve bu durum acil tanı ve tedavi  gerektirir. 

 

Kalp krizinin sonuçları

1- Kalp yetmezliği ve şok

Hasar gören kalp kasları kasılma fonksiyonlarının kaybı kalbin kanı pompalama gücünde azalmaya neden olur.

Normal şartlarda kalp içine dolan kanın yaklaşık % 70 kadarını pompalayabiliyorken kriz geçirmiş kalpte bu değer azalır.

Kalp içindeki kanın %50 sinden daha azının pompalanabilmesi organ ve dokuların yeterli kanlanamamasına bağlı halsizlik, yoğunluk ve böbrek, beyin gibi organ fonksiyon bozukluklarına,

Kanın kalbe dönüşünün azalmasına ile ayaklarda şişme, karın şişliği ve akciğerde kan sıvısının göllenmesine bağlı nefes darlığı gibi bulgular ortaya çıkar, bu durum kalp yetmezliği olarak tanımlanır.

2- Kalp ritm bozuklukları (Aritmiler)

Elektriksel aktiviteleri oluşturan yapılara olan kan akımının kesilmesi veya hasarlı kalp bölgesinden ortaya çıkan ve ölümcül sonuçlarla seyredebilen anormal elektriksel aktiviteler ritm düzensizliklerine ve kalbin kasılma fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir. Kalp pili veya elektrik şokları ile ölümcül sonuçlar önlenebilir.

3- Mekanik sorunlar:

Pıhtı oluşumu; Kalp kas hareketinin zayıf olduğu bölgede kanın durağanlaşmasına bağlı pıhtı oluşumu meydana gelebilir. Oluşabilen bu pıhtılar kalpten çıkıp beyin damarını tıkayarak felçlere sebep olabilmektedir.

Kalp kası yırtılması; Kriz sonrası ölen kas dokusunun zayıflaması sonucu ortaya çıkabilen ölümcül bir tablodur, hastanın kurtarılabilme ihtimali için acil ameliyat gerekir.

Kalp kapak fonksiyon bozuklukları; Kapaklara destek olan kas dokusunun hasarı ile kapak fonksiyonları bozulur.

Kalp zarının iltihabı (perikardit); Kalp krizi sonrası batıcı vasıfta olabilen göğüs ağrıları veya nefes darlığı ile seyredebilir.

Kalp damar hastalıkları tanısı

Kalp damar hastalıkları bir süreçtir. Tanı ve tedavi yöntemleri hastalığın bu sürecin neresinde olduğuna göre değişmektedir. Kalp damar hastalıkları sürecinin basamakları:

  1. Kalp damar hastalıkları risk faktörlerinin varlığı
  2. Kalp damarlarında kritik olmayan darlıkların varlığı
  3. Kalp damarlarında kritik düzeye ulaşmış fakat tıkayıcı olmayan darlıkların varlığı
  4. Gelişen damar tıkanıklığına bağlı kalp krizi hali ve
  5. Daha önceden olan damar tıkanıklığı sonucu damarın beslediği bölgedeki kalp hücrelerinin ölümü ve kalp yetmezliği durumu

 

Hipertansiyon, Şeker hastalığı, kolesterol ve yağ metabolizması bozuklukları gibi risk faktörleri fizik muayene ve birtakım basit laboratuvar ölçümleri ile tespit edilebilir.

Kalp damar hastalığı şüphesi hastanın şikayetleri, fiziki muayenesi, elektrokardiyografi (EKG; kalbin elektriksel faaliyetlerinin değerlendirilmesi) ve ekokardiyografi (EKO; kalbin anatomik ve fonksiyonel yapısının ultrasonografi ile değerlendirilmesi) kullanılarak ortaya konulabilir.

Tüm bu değerlendirmeler yeterli sonuç vermedi ise efor testi yapılabilir. İstirahat durumunda yavaş çalışması nedeniyle kalp kaslarının ihtiyaç duyduğu enerji gereksinimi ve dolayısı ile oksijen miktarları azdır. Efor şiddeti ile orantılı olarak kalp hızı ve kalp kaslarının oksijen ihtiyacı artar. Kalbi besleyen damarlarda kritik düzeye ulaşmış darlıkların varlığında efor, stres gibi artmış hızlarda kabin ihtiyacı olan kan akımı sağlanamayabilir. Kalp kaslarının yetersiz oksijenlenmesi göğüs ağrısına ve EKG değişikliklerine neden olur.

Efor testi şüpheli bir durum ortaya koyuyor veya fiziki engeller nedeniyle hasta efor yapamıyor ise kalp kası sintigrafisi (miyokard perfüzyon sintigrafisi) yapılabilir. Bu testte kalp kaslarına ulaşmak üzere damar yolu ile ilaç verilir, istirahatte ve efor ya da ilaç ile hedef kalp hızında ilacın kalp kas dokusuna olan dağılımı belirlenir. Kalp kasları bölgesel olarak normal, beslenme yetersizliği veya ölü doku olarak tanımlanır. Tanı koymanın yanında bu test damar tıkanıklıkları tespit edilmiş hastalarda stentle veya cerrahi olarak damar kan akımının sağlanmasının faydalı olup olmayacağının belirlenmesinde de kullanılır. Beslenme yetersizliği olan kalp kası bölgeleri varsa kan akımının düzeltilmesinin fayda sağlayabileceği, ölü dokuların kanlandırılmasının gereksiz bir işlem olacağı öngörülür.

Klinik olarak yüksek şüphe var ise ya da efor testi veya sintigrafi damar gelişimini teyit eden sonuç ortaya çıkarsa tanıyı kesinleştirmek ve darlıkların taranı tespiti için anjiografi yapılır. Bilgisayarlı tomografi ile girişimsel olmayan anjiyografi ve klasik girişimsel koroner anjiyografi anatomik olarak damarların iç yapısını gösterir. Koroner anjiyografide ciddi darlıklara balon ve stent işlemi yapılabilmesi de mümkün olur.

Koroner anjiyografi kasık, bilek ve ya dirsek bölgesinden kalp damarlarının başlangıcına kadar uzatılan bir katater (bir çeşit ince, esnek borudur) içinden radyografik olarak görülebilen bir sıvı verilmesi ile damar içinin görüntülenmesi işlemidir.

Kalp damar hastalıkları tedavisi

Kalp damar hastalığı hangi aşamada olursa olsun uygun diyet, egzersiz ve ilaç tedavisini gerektirir.

Tüm bu uygulamalara rağmen şikayetleri devam edenlerde tanı için yapılan anjiografi sonucu tespit edilen ciddi darlıklar ya da kalp krizi sırasında yapılan anjiografide tespit edilen tıkanıklıklar anjiografi sürecinin devamında tedavi amaçlı olarak balon ve stentleme yöntemleri ile açılarak kalp kaslarına olan kan akımı sağlanmış olunur.

Bazı yaygın damar hastalıklarında kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi ortak kararı ile by-pass ameliyatı kararı verilebilir. Bu yöntemde başka bir bölgeden alınan damarların bir ucu aort ana damarına diğer ucu ise hasta damarın tıkanık bölgesi sonrasına bağlanarak kalp kaslarına kan akımı sağlayan ek damar yolları oluşturulur.